SUFİZM'İN ÖTESİ

English

HZ MEVLANA'NIN DÜNYA'DAN GÖÇÜ

Mevlana'yım ben,
...
Göçümü vereyim,
Günümü anlatayım:
Yatağı beden için, otağı gönlüme diye andım.
Andığım gibi buldum, gönül gözüme uydum, dünyaya gözümü yumdum.
Allah adını andım.
Anda yıldızları gördüm,
Uzakta gördüm, yakında buldum.
Yaklaştıkça büyüdü,
Nur ile yürüdü.
Etrafımı cümle ulular bürüdü.
Anda kendimi elden ele, öteye, daha öteye gittiğimi,
Ruhumun hafifledikçe hafiflediğini hissettim.
Sevincim o kadar büyük oldu ki hasretim anda silindi,
Silindiği an vardığımı bildim.
Elimden tutup anda geçirenlere
Münkir nekir meleklerini sordum;
"Sorgum, sualim, dünyadaki zavallı halim?" dedim.
"Sorgudan azadesin!" dendi.
"Gönülden yaktığın, sualsiz baktığın dünyanın sorusu olur mu?"
Yürüdüm; anda gülünü gördüm
"Gelenden hoşnutuz getirdikleri ile" dedi,
Nur ile kucakladı, Hak ile bir olduk.

Hakkı dileyene günde sunduk.
Dünyaya göz attım ağlayanlara baktım,
"Allah'ım" dedim
"Adıma ağlarlar, beni neylerler?
Adım onlarda kaldı,
Aşkım benimle geldi.
Yoğrulmak olaydı yeniden yoğrulaydım,
"Cümle kulların ile beraber yoğur beni" derdim.
Günahına sevabına ortak olurdum.
"Sende bende değil, O'nda selameti bulalım!" derdim.
Hep bir olup tövbeye dururdum."
Dileğim bu oldu.
"Dünyaya varayım, yardımcı olayım,
Arayan kullara ışık tutayım" dedim,
Allah'ımdan diledim.
"İznimiz seninle" dendi, dünyadan vazife verildi.

"Seçtiğin kulu biz onaylarız,
Vazifeyi ona veririz" denildi.
Vergiyi değil, vazifeyi!
Vergi benden, vazife sadece bir kuldan!
O da Allah'ımın onayından.
Seçilen kulun önce imtihanı oldu,
Gönlü her yönden arandı, yoluna türlü taş kondu.
Aldığı vazife imtihanı neticesidir;
Hiç sorgusu olmadı,
"Neden Allah'ım?" demedi,
Verenden bildi.
"Cezam ise eyvallah, lütuf ise şükürler olsun" dedi,
Her yönden imtihanını verdi.

Göçte ilk buluştuğum kimdi bilir misiniz?
Şems.
Gölgeden kurtuldum, bedenden sıyrıldım,
Aynen koza gibi kelebekte olana uydum:
Uçtum!
Uçuş tek başına olmadı her yıldız gibi gördüğüm,
Yanına vardığımda nur olduğunu bildiğim zatların
Arasından geçtim, yerimi seçtim,
Ben de onların arasına karıştım.

Gönüllerde soru vardır:
"Sizler güneşi görür müsünüz?"
Bizler o kadar büyük nur içindeyiz ki;
Sizin güneşi görüşünüz bize gece yaktığınız kandil gibi görünür.
Güneşte sadece kulu aydınlatan ateş mevcuttur.
Bizlerdeki ateş güneşten çok büyüktür.
Ateş bizi değil, biz ateşi yakalım
Ve bilelim ki ateş ateşi yakmaz.
Allahaısmarladık
Lailaheillallah Muhammedür Resulullah
11 Mart 1972



© Sabahat Akşiray (Garib)
Özetleri hazırlayan ve İngilizce'ye tercüme eden: Tamer Özel